(Sagopa Kajmer & Kolera)
Ayben:
Benimle kal! Hevesim kursağımda takılı kaldı
Gözlerim telaş timsali her ölende ağladı
Pervasız tenin gözümü aldı
Komada martı lodos mağduru melteminde ayıldı ve
Yalnız uyandı.
Suskunluğum minnetimdi yokluğun ayrı kanattı.
Kendimi limana bağladım uçarı aklım halattı kararların.
Ve kesin seçimin bütünü eşittir hayattı.
Bacaklarım kırıldı adın koluma kanattı (kanat!)..
Burun buruna geldim seni bulmak için her belayla .
Düşündüm üç yıl arayla.
Küs mü Mecnun Leyla'ya?
Bacaklarımı sarkıtırım dalga çarpar ayağıma.
Beyaz saçların akasya çalmış kokunu lavanta.
Vadeli yıllar karanlıktan korkmayı sana yasaklatır.
Yirmi senede uzayan saçı küçük bir bit makaslatır.
İki çocuğum olsa altın salıncakta sallanır.
Büyümek istemiyorum annem babam yaşlanır.
Saçının teli kopmasın, korkarım Allah muhafaza
Şerefine izin verdim bugün kalbimdeki ber muhafıza
Ziyarette evliya dedim farketmelerini sağla
Buz gibi karaya vurmuşum, bulmuş sahil muhafaza
Tanrım yıllar günaha soktu, gel de içimi filtre et
Yıkılır bendim ilk tayfunda yağmurun işi çiselemek
Sineğin yalısı her papatya yüzünden çirkin çiçek
Çıkışmıyor param melek, yürüyerek geliyorum sabret..
Nakarat:
Bırak, yine başa döndü bu dünya
Yine sona sardı aynı kaset, bıktım!
Bu monotonluk maratonu. Onu tanı!
İçine düşünce koştur!
Sago:
Derin bir denizin dibine çökmüş, bir hazine aşk denen
Gafilen bir av olur aniden. Bir kalp ve diğeri hükmeden.
Benden uzakta olsun derdim körpecik çocukken.
Gücümü toplamam gerekti aldanışımı yaşarken
Kıvranımışı seyreden melekler gibidir sükunet
Tam kendimi toplamışken önüme çıkar hayalet
Ve korku içime hucmederken korkup kaçar cesaret
Felaket sarsılışımı izler, cesede çevirir esaret
Yardım et, bir iğne vur!... Ve sönsün acımın yangını
Güneş su olsa, yağmur kurusa ayıltamaz bu baygını.
Çok zorladım şansımı ve yatıştırdım hırsımı.
Yaşama kafa tutarken kafamı kırdı cadının tılsımı
Hileden uzak bu adama sille vurma yazıktır.
İlle çile mi çekmem lazım? Nurum yüzüme dargındır.
Bil de gerisi mühim değil, sevgim sana özel ve saftır
Bugüne dek işlediğim günaha istirhamım tek bir aftır.
Dökmek ister içini içim, anlatmalı mı biçim biçim?
Her neşe, bir içim ve içlenişime direnişim.
Ben, yürüdükçe kalır izim, bitmek bilmez pembe dizim.
Yüzüm her resimde karanlık, karamsar bir çizim.